ESC Gönüllülük Programı İle Macaristan’da Yaşamak

Aynı zamanda ESC gönüllülük projeleri ile gittiğiniz zaman arkadaş çevreniz ve sosyal hayatınız çok eğlenceli olabiliyor. Sizler de ESC gönülülük başvurusu yaparak bu fırsatlardan yararlanabilmeniz için tecrübemi aktarmaya geldim.

Herkese merhaba. Ben Feyza Pak. 1998 Düzce doğumluyum. İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sosyal Hizmet 2020 lisans bölümü mezunuyum. Üniversite eğitimi sürecimde kamu ve derneklerde aktif olarak çalışma fırsatı yakaladım. Şu an ise Medeniyet Üniversitesi Sivil Toplum Örgütlerinin Yönetimi alanında yüksek lisans eğitimi almaktayım. Size ESC programım ve eğlenceli deneyimlerimden bahsedeceğim. Umarım verdiğim bilgiler sizi bu konuda aydınlatır ve isteyen tüm arkadaşlarımı cesaretlendirir. Hepinize iyi okumalar diliyorum.

Başvuru süreci ve vize işlemleri

Üniversite eğitimim sürecinde sürekli olarak projelere başvurular yapıyordum. Fakat hiçbirinden olumlu geri dönüş alamıyordum. Tüm bunlara rağmen yine de pes etmeden hoşuma giden tüm projelere başvuru yaptım. Erasmus Plus projelerinin aktif paylaşıldığı telegram grubu ve instagram sayfalarından başvuruları takip ediyordum. Bu süreçten sonra Macaristan projesine kabul aldım. Belgelerim kabul sonrasında bana mail olarak koordinatörüm tarafından gönderildi. Türkiye gönderici kuruluşumda bu konuda bana oldukça yardım etti. Tüm belgelerim sonrasında vize işlemlerim için konsolosluğa gittim. Küçük bir mülakat sonrasında 3 hafta sonra vizem elime ulaştı ve proje sürecim bu şekilde başlamış oldu. Bu arada bir dipnot bırakayım; CV’nizi Europass üzerinden düzenlemeniz gerekmektedir.

Macaristan Erasmus hibesi ve olanaklar

Proje kapsamında tüm giderlerim gönderici kuruluş tarafından karşılandı. Vize, ulaşım ve konaklama giderlerim kuruluş tarafından karşılanıyordu ve her ay cep harçlığı veriliyordu. Kuruluş size yetecek kadar bir ev ve yaşam alanı veriyor. Evde tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacak biçimde eşyalar bulunuyor. Eksik olan eşyalarınızı ise koordinatörünüz size temin ediyor. Bu süreçte koordinatörünüzün belirlediği planlar dahilinde işe gitmeye başlıyorsunuz. Her ay size 275 euro Erasmus hibesi veriliyor. Tabii bu ücret projeden projeye farklılık gösteriyor. 500 euro’ya kadar cep harçlığı alan arkadaşlarımı biliyorum.:) Fakat bu harçlık bana Pecs’te oldukça yetiyordu. Çünkü sadece kendi ihtiyaçlarımı karşılıyordum. Herhangi bir fatura veya kira ödemem yoktu. Diğer tüm giderler proje kapsamında sayılıyor. Bu yüzden cebinizden para çıkmadan güzel bir yurtdışı deneyimi kazanıp kendinizi kişisel olarak geliştirme fırsatı yakalıyorsunuz. Üstelik Macaristan’da yaşamak da cabası.

Macaristan’da aylık masraflar

Macaristan’da aylık masraflar diğer Avrupa ülkelerine kıyasla ekonomik olarak daha uygun bir ülkedir. Bundan dolayı alacağınız cep harçlığı size oldukça yetmektedir. Verilen cep harçlığım ile Macaristan’da gezilecek yerleri görme fırsatı yakaladım. Hem de çoğu yeri. Market alışverişleri gittiğiniz markete göre değişiklik gösteriyor. Ben genelde Lidl tercih ederdim ve yaklaşık 2 haftalık yiyecek masrafımı 70-80 tl kadar bir ödemeyle karşılardım. Kozmetik ürünleri ise Türkiye’ye göre çok bir farklılık göstermemektedir. Alınan cep harçlığı yaşadığınız ülkede size yetecek kadar verilmektedir. Bu nedenle zor durumda kalmadan ve birikmiş para ile ülkeye dönme şansınız olabilir. Ayrıca Macaristan dışında da birçok ülkeye gitme fırsatınız olabiliyor. Tüm bunları yapabilmek biraz da sizin parayı nasıl kullandığınıza bakıyor. Ben covid nedeniyle ülke dışına çıkma fırsatı yakalayamadım fakat uzun dönem projelerde size Schengen vizesi verildiği için tüm Avrupa’yı gezme fırsatınız oluyor. Macaristan ise tam Avrupa’nın göbeğinde bir ülke bu yüzden size şiddetle tavsiye edebilirim. Uçak biletlerinizi ise Ryanair’dan bakmanızı öneririm.

Öğrenci şehri Pecs’de yaşam şartları

Pecs kesinlikle tam bir öğrenci şehri. Türkiye’nin Eskişehir’i diyebilirim. Birçok ülkeden Erasmus yapan gençlerle birlikte oluyorsunuz. Pecs şehri meydanıyla meşhurdur. Bu karmaşık kültür topluluğunu gece meydanda oturduğunuzda daha çok anlıyorsunuz. Öğrenci şehri ve küçük bir şehir olması nedeniyle başkent Budapeşte’ye göre daha ekonomik bir şehirdir. Gerek ev kiraları gerek birçok şeyin fiyatları daha uygundur. Bu nedenle hem tarihi hem de canlılığı ile Pecs sizi mutlu edecek bir şehirdir. Hem kafa dinleyip hem de eğlenebileceğiniz bir konsepte sahiptir. Canınız sakinlik istediğinde Orfü’ye giderek gölün sakinliğinde kafa dinleyebilirsiniz. Biraz eğlenmek isterseniz Erasmuslular’ın yaptığı müthiş partilerde kendinizi bulabilirsiniz.

Tarihi şehir Budapeşte’de yapılması gerekenler

Budapeşte kesinlikle gidip görülmesi gereken bir şehir. Size kocaman bir Karaköy-Galata hissi veriyor diyebilirim. Sanki bir köşeden Galata Kulesini görebilecek gibisiniz. Budapeşte’de yapılması gereken şeyler arasında Basilika’nın orada bir Donut yemek en önemlilerinden sadece birisi. Buda ile Peşt’i birbirine bağlayan köprülerden ve Tuna Nehri’nin üzerinden geçmek enfes bir his. Peşt’e geçtiğinizde ise size mükemmel bir şehir manzarası sunan, çıkarken de size doğa yürüyüşü hissi veren Cittadella’ya çıkıp şehre kuş bakışı bakmalısınız. Tüm bu güzel manzaralardan sonra ise sizi mimarisi ile büyüleyecek Parlamento Binası’nı görmeyi isteyeceksiniz. Her gidişimde hayranlıkla izlediğim bu yapı özellikle geceleri daha da büyüleyici hale geliyor. Sadece geceleri etrafında uçan güvercin sürüsü ise bu yapının sırrıdır. Parlamento binasının önünde yürüdüğünüz de ise nehrin tam kıyısında bulunan çelikten ayakkabıları göreceksiniz. Bu küçük mimari eserler geçmiş zamanda yaşanan bir katliamın unutulmaması için yapılmıştır. Gezerken ise şehrin neredeyse her yerinde küçük heykelcikler göreceksiniz. Hepsinin tek tek bir anlamı var ve hepsi teker teker ayrı bir öneme sahip.

Tüm yapılan bu aktiviteler sonrasında ise size ada hissi verecek ve yeşillikler de dinlenebileceğiniz Margaret Adasını öneriyorum. İsterseniz yüzebilir isterseniz ağaçların altında arkadaşlarınızla güzel vakit geçirebilirsiniz. Üstelik bu ada şehir merkezine yürüme mesafesinde! Acıktığınızda ise Macaristan’ın meşhur Gulaş çorbasını içmenizi tavsiye ederim. Mevsim kış ise üstelik içinizi ısıtacak kadar lezzetli ve oldukça sağlıklıdır.

Genel olarak bakıldığında ise Budapeşte tarihi ile o kadar millete ev sahipliği yapmış ki muhtemelen sayamayacağım kadar gidip görülmesi gerekilen yerler mevcut. Size hem tarihi açıdan hem de kültürel açıdan birçok şey sunabilecek bir şehir. Mutlaka gidin ve Macaristan’da bir süre yaşayın. Attığınız her adımda bahsettiğim bu tarihe tanıklık edeceksiniz. ESC Gönüllülük programının sunduğu avantajlar paha biçilemez!

ESC gönüllülük nedir? (Avrupa Dayanışma Programı)

ESC gönüllülük programı 18 – 30 yaş arası kitleye hitap eden, öğrencilere ve gençlere Avrupa gönüllülük projelerine katılma fırsatı sunan bir sivil toplum kuruluşudur. Öğrenciler veya gençler, Esc gönüllülük başvurusu yaparak kendilerini geliştirebilir ve sosyal sorumluluk projelerinde yer alarak farklı bir deneyim elde edebilirler. ESC projeleri ülkeden ülkeye ve şehirden şehre değişkenlik göstermektedir. ESC gönüllülük projeleri kapsamında yer almak isteyen öğrenciler belirli şartları sağladığı takdirde süreç başlamaktadır. Bu şartlardan bazıları proje süresinin uyumu, İngilizce yeterliliği ve istenen vizeye sahip olup olmadığınızdır. Eğer siz de ESC gönüllülük projelerine başvurmayı düşünüyorsanız mükemmel bir karar verdiğinizden emin olabilirsiniz.

ESC fırsatları

ESC Gönüllülük programı tamamen sizin kişisel gelişiminizi büyük ölçüde etkilemektedir. Bir başka ülkede çalışmak ve tek başınıza yaşamınızı sürdürmek, sizi gitmeden önceki kendi benliğinizden çok daha özgüvenli bir kişiye dönüştürmektedir. Girilen mülakatlar, orada tanıştığınız insanlar, mentörleriniz, koordinatörleriniz, diğer ülkeden gelen gönüllü arkadaşlarınız yani birebir iletişim halinde olduğunuz tüm çevreniz size kişisel olarak birçok fırsat yaratmakta ve birçok şey öğretmektedir. Ayrıca ülkenize geri döndüğünüzde diğer gönüllüler ile iletişim halinde olup networkünüzü geliştirmiş olacaksınız. Diğer derneklerle iletişim halinde olup belki de kariyer planınızı bu alanda yönlendireceksiniz. Benim de olduğu gibi.:)

ESC programı bitişinde uluslararası bir Youthpass sertifikasına sahip olacaksınız. Ayrıca dil ve kültürler arası becerileriniz gelişecek ve ekip halinde çalışma konusunda uzmanlaşacaksınız. Aslında tüm bunlar yaşanırken siz artık eskiye nazaran daha özgüvenli ve her ülkede yaşayabilecek potansiyele sahip olduğunuzu kendinizde fark edeceksiniz. ESC’nin bana kattığı en büyük fırsat eminim ki artık yurtdışının bana yaşam olarak korkutucu gelmemesi ve beni cesaretlendirmesidir. Yabancı bir ülkede tek başınıza kulaklığınızı takıp sokakta yürümek inanın mükemmel bir haz. Diğer tüm gönüllü arkadaşlarımla da aynı fikirlere sahibiz. Bu nedenle her gencin mutlaka gitmesi ve tecrübe etmesi gereken bir program. İyi veya kötü birçok deneyim emin olun ki sizi şu an olduğunuz kişiden daha güçlü hale getirecektir. ESC gönüllülük projelerine başvurmaktan vazgeçmeyin, bir şekilde sizde ESC programına gönüllü olarak seçileceksiniz. Bol şans.

---