12. ve 14. Yüzyıllar arasında inşa edilmiş olan Notre Dame Katedrali, yüzyıllar boyunca Fransa tarihine ev sahipliği yapmıştır.
Gotik görünüme sahip olan Katedral, 12. Yüzyılda Paris’in ekonomik ve manevi bir merkezi olarak öne çıkmıştır. Günümüzde ise gül şekli pencereleri ve payandaları fotoğraflamak için binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir. Notre Dame Katedrali mimari özellikleri ile oldukça dikkat çeken bir yapıya sahiptir.
15 Nisan 2019 tarihinde ikonik sivri kuleyi ve çatının etrafını saran bir yangın çıkmıştır. Bunun yüzünden kule çökmüştür ve zor bir şekilde kontrol altına alınmıştır. Yangını neyin başlattığı bilinmemektedir. Bu kötü şanstan dolayı Notre Dame Katedrali restorasyonu yapılmıştır.
Paris’in muhteşem tarihi yapısına baktığımızda, Notre Dame Katedrali hakkında az bilinen 9 gerçek bulunmaktadır.
Notre Dame Katedralinin üzerinde bulunmuş olduğu topraklar, bir zamanlara Lutetia olarak bilinen bir Roma şehrine aitti. Katedral, bir tapınağın üzerine inşa edilmiş olabilir. 1700’lü yıllarda, koro altında yer alan bir kazı sırasında Jüpiter ve diğer tanrılara adanmış olan bir sunağın parçaları keşfedilmiştir. 1960 ve 1970 yılları arasında bulunan ve çoğu antik çağa ait olan kalıntılar, Notre Dame Katedrali önünde yer alan meydanın altındaki arkeolojik mahzende saklanmaktadır.
Notre Dame Katedrali inceleme sırasında batı cephesinde, her biri yontularak oluşturulmuş azizler ve kutsal sahnelerde üç adet portal bulunmaktadır. Merkezinde bulunan çocuk figürleri diğer heykellere göre daha sert ve doğal görünmektedir. Bunun nedeni ise yarı dairesel dekorasyon alanının önceki Romanesk kilisesinden geri dönüştürülmüş olmasıdır.
Katedral, 12. Yüzyılda kesilmiş olan yaklaşık 52 dönümlük ağaçları ile hayatta kalan en eski ahşap çerçeveleri barındırıyor. Her kiriş ayrı bir ağaçtan yapılmıştır. Bu nedenle, tarihi ahşap işçiliği ona “Orman” adını vermiştir.
Katedral, dıştan uçan payandalar ile inşa edilen en eski yapılardan birisidir. İnanılmaz derecede uzun boya sahip olan kilisede, ışık ihtiyacı duyulmasından dolayı ince duvarlar kullanılarak inşa edilmiştir. Açıkta kalmış olan payandalar, gotik tasarımların ikonik bir yönü haline gelmiştir.
1793 yılında Fransız Devrimi’nin ortasında bulunan katedralde İncil krallarının 28 heykeli toplum tarafından iplerle aşağı çekildi ve kafaları kesildi. Kesilen taşlar son olarak bir çöp yığınına atıldı. İçişleri Bakanı, taşların inşaat için yeniden kullanılması emrini verdi. Bu heykellerin, Fransız Dış Ticaret Bankası’nın bodrum katında yer alan çalışmaları sırasında yeniden keşfedildi. Şimdilerde yakınlarında yer alan Musee De Gluny’de yer alıyorlar.
İlk görünüşte Notre Dame Katedrali inceleme yapıldığında, iki kule ikiz gibi görünüyor. Daha yakından bir inceleme yapıldığında ise kuzey kulesinin aslında güney kuleden daha büyük olduğu ortaya çıkmaktadır. Katedralin tüm unsurlarında olduğu gibi bir kişinin vizyonunun doruk noktasından ziyade mimari eğitimleri ve tarihin kolajını yansıtıyor.
Fransız devrimi sırasında yıkılan tek parça kral heykellerinden oluşmuyordu. Katedral, Fransa’da yer alan diğer kiliseler gibi, 18. Yüzyılın sonlarında bir Hristiyan alanına dönüştürüldü ve Akıl Kültü’ne yeniden adandı. Çanların 20 tanesi (Emmanuel adındaki devasa çan hariç) top yapmak için yerlerinden çıkarıldı ve eritildi.
19. yüzyılda Notre Dame’de yer alan çanlar değiştirildi, ancak bunlar eskisi kadar sağlam olmadı. 2013 yılında yapılan yeni çanlar, katedrali eski sesine döndürdü ve özel günlerde Emmanuel çanının çalınmasını sağladı.
Napolyon, 1804 yılında Notre Dame’da imparator olmak için taç giyme törenine karar verdiğinde, bina oldukça berbat bir durumda yer alıyordu. Şehrin etrafında gelişip yüzyıllarca devam eden çürüme ve Fransız Devrimi Vandalizmi ile yıkımın eşiğine yaklaşmıştı. Yıllarca bir depo olarak kullanımı yapılıyordu. Böylece Napolyon kilisenin kullanımına tekrar başlandığını ilan etti ve büyük tören için duvarlar düzenlendi.
Bununla birlikte, taç giyme töreni yapısal bozulmasını düzenleyemedi. Daha sonrasında yazar olan Victor Hugo, ilk olarak binayı Notre Dame Paris romanında bir kişiselleştirme olarak kullandı ve binanın yıpranmış halini canlı bir şekilde anlattı. Kitabın başarılı olması ve ün kazanmasıyla beraber ufak restorasyonlar yapılmaya başlandı.
Katedralin yangından önceki bir fotoğrafına bakıldığında, kulenin tepesinde yer alan bir horoz gözlemlenebilmektedir. Maalesef bu yangın sırasında çökmüştür. Bu horoz, tamamıyla dekoratif bir görünüm için tasarlanmamıştır. 1935 yılında üç küçük kalıntı (Dikenli taç parçası ve Saint Denis, Saint Genevieve’nin bazı parçaları), bu metal kuşun vücuduna sabitlenmiştir. Hikayeye göre ana fikir, burada yer alan cemaatçileri korumak için bir tür ruhsal paratoner oluşturmaktan geçiyordu.
Öğrencilere Mezuniyet Hediyeleri Önerileri
Mezuniyet hediyeleri için arayışta mısın? Sevdiklerin için özel bir hediye mi arıyorsun? En güzel mezuniyet hediyeleri için ipuçları ve öneriler burada!
Tam 1708 kez okundu :)
Girişimcilerin Okuması Gereken Kitaplar - (20+ Kitap)
Girişimcilik yolculuğunuzda ilham ve rehberlik arıyorsanız, bu 22 kitap tam size göre. Mor İnek’ten Zengin Baba Yoksul Baba’ya kadar iş dünyasında başarının sırlarını keşfedin.
Tam 1906 kez okundu :)
En Popülerler